Written by 03:14 Genel Views: 2

Vergi tevkifatı mahsubu: Mahsuben iade ve nakden iade

Vergi tevkifatı mahsubu, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun tevkifat hükümlerine dayanarak, ödemeyi yapan üzerinden kaynaktan kesilen vergilerin beyanname üzerinden hesaplanan vergiden düşülmesini sağlayan bir süreçtir.Bu mekanizma, mükelleflerin elde ettikleri kazanç ve iratlardan yapılan tevkifatın, ‘vergi tevkifatı nasıl yapılır’ sorusuna cevap verir şekilde yıl içinde hesaplanan vergiden mahsup edilmesini hedefler ve mahsuben iade süreciyle sonuçlanabilir.

Vergi tevkifatı mahsubu, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun tevkifat hükümlerine dayanarak, ödemeyi yapan üzerinden kaynaktan kesilen vergilerin beyanname üzerinden hesaplanan vergiden düşülmesini sağlayan bir süreçtir.

Bu mekanizma, mükelleflerin elde ettikleri kazanç ve iratlardan yapılan tevkifatın, ‘vergi tevkifatı nasıl yapılır’ sorusuna cevap verir şekilde yıl içinde hesaplanan vergiden mahsup edilmesini hedefler ve mahsuben iade süreciyle sonuçlanabilir.

Mahsup yoluyla iade süreci, gerekli tüm belgelerin tamamlanması durumunda beyannamenin verildiği tarihte başlar ve beyannameye göre hesaplanan vergi üzerinden mahsup edilip kalan tutarın iade edilmesini kapsar.

Ayrıca nakden iade tevkifatı ve tevkifat ve iade belgeleri gibi alt süreçler, Gelir Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanunu genel provizyonlarıyla uyumlu olarak belirlenir.

Bu çerçevede Vergi Usul Kanunu tevkifat hükümleri ve ilgili genel tebliğler, hangi durumlarda hangi belgelerin gerektiğini ve iade süreçlerinin nasıl işlediğini açıklamaktadır.

Vergi tevkifatı mahsubu: nedir, nasıl işler ve kimler için geçerlidir

Vergi tevkifatı mahsubu, ödemeyi yapan tarafın kaynakta kesilen verginin, istihkak sahiplerinin yıl içindeki vergi yükünden mahsup edilmesi işlemini ifade eder. Bu uygulama, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesi ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun ilgili hükümleriyle düzenlenir; nihai vergi yükü bu tevkifatlar üzerinden hesaplanır. Mahsup, ödemeyi yapanın değil, ödeme yapılanın vergi mükellefi olması şartına dayanır ve beyanname üzerinde hesaplanan vergiden düşülür.

Beyannamede gösterilen gelir/kurumlar vergisi üzerinden mahsup edilmesi, taraflar arasındaki ödeme türü (ticari kazanç, ücret, serbest meslek kazancı, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları) fark etmeksizin uygulanabilir. Mahsubun amacı, vergi güvenilirliğini artırmak ve kamu kaynağını vergi sahasında etkin kullanmaktır. Uygulamada, mahsuben iade veya iade sonrası farkın vergi dairesi tarafından mükellefe yazı ile bildirilmesi gibi süreçler söz konusudur.

Vergi tevkifatı nasıl yapılır: temel hesaplama ve uygulama adımları

Vergi tevkifatı nasıl yapılır sorusuna temel cevap, ilgili ödemeler üzerinden kesilecek tevkifat tutarının, yıllık vergi beyanı ile karşılaştırılarak mahsup edilmesi sürecidir. Ödemeyi yapan kişi, ödeme yaptığı anda tevkifat oranını uygulayarak kesinti yapar ve bu pay, vergi dairesine ödenmek üzere izlenir. Beyanname verildiğinde hesaplanan gelir/kurumlar vergisiyle tevkifat tutarı karşılaştırılır ve aradaki fark varsa vergi dairesine bildirilir.

Uygulamada, mahsuba ilişkin dilekçe ve ekleriyle birlikte yıl içindeki tevkifatlar kayda alınır. Şayet tevkifat tutarı, beyanname üzerinden hesaplanan vergiden daha fazla ise aradaki fark için iade veya verginin azaltılması gibi seçenekler devreye girer. Bu süreçte önemli adımlar, belgelendirme ve kayıtların Vergi Dairesi kayıtlarına eksiksiz olarak girmesidir; ayrıca 1A sayılı iade dilekçesi ile başvuruların değerlendirilmesi gerekir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu kapsamında tevkifat hükümleri ve mahsubun etkisi

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu kapsamında tevkifat hükümleri, özellikle 94’üncü madde ve Geçici 67’nci madde üzerinden düzenlenir. Bu çerçevede tevkifatın mahsubu, ödemeyi yapan yükümlünün değil, istihkak sahibinin vergi mükellefi oluşuna bağlıdır ve tevkifatlar yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden düşülebilir. Ayrıca nihai vergi niteliği taşıyan bazı tevkifat türleri için ayrı esaslar ve istisnalar mevcut olabilir.

Esnaf muaflığı kapsamındaki bazı kazançlar için tevkifatlar nihai vergi olarak sayılabilir ve bu kazançlar için ayrıca beyanname verilmesi gerekmez. Ancak ödeme yapanın, tevkifat yapmakla yükümlü olan kurum ya da kişilerden olmaması durumunda dahi tevkifat uygulanabilir; bu durum, 275 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ve ilgili mevzuatla açıklanmıştır. Bu bağlamda, Vergi Tevkifatının kapsamı genişleyebilir ve farklı gelir türlerinde uygulama farklılıklar gösterebilir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu: yurt içinde kesilen vergilerin mahsubu

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Yurt içinde kesilen vergilerin mahsubu” başlıklı 34’üncü maddesi ile, kurumlar vergisi beyannamesinde tevkif yoluyla kesilen vergilerin beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisine mahsup edilmesi öngörülür. Bu düzenleme, tevkifat yoluyla kesilen vergilerin nihai vergi yükünden düşülmesi amacıyla uygulanır. Mahsup süreci, beyannamenin verildiği tarih itibarıyla başlar ve ek belgelerle desteklenir.

Beyanname üzerinden mahsup sonrası kalan tutar için, mükellef isterse diğer vergi borçlarına mahsup talebinde bulunabilir. Nakden veya mahsuben iade taleplerinde belirli sınırlar ve Tebliğler doğrultusunda hareket edilir. Bu kapsamda, iade taleplerinde teminat işlemleri gibi güvence mekanizmaları da devreye girebilir ve Vergi Usul Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanır.

Mahsuben iade süreci: başvuru, belgeler ve süreler

Mahsuben iade, tevkif suretiyle kesilen vergilerin yıllık beyannameden mahsup edilmesi ve kalan tutarın iade edilmesi sürecidir. Mükellef adına yıl içinde kesilen vergiler, beyannamenin verildiği tarih itibarıyla önce hesaplanan gelir/kurumlar vergisinden düşülür. Mahsup sonrası kalan tutarın iade taleplerine konu edilmesi için ilgili Tebliğler ve Form 1A eki dilekçe kullanılır.

İade taleplerinde, 252 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğiyle düzenlenen kapsam ve belgeler gereklidir. Genelde, iade taleplerinde belgelerin eksiksiz sunulması, iade işlemlerinin hızlanmasına yardımcı olur. Ayrıca iade sürecinde, SGK veya idari para cezaları gibi borçların iade kapsamı dışında kaldığı, ancak vergi borçlarının iade kapsamına dahil edilerek işlem yapıldığı hatırlatılır.

Nakden iade tevkifatı: sınırlar, şartlar ve süreçler

Nakden iade talepleri, tevkif yoluyla kesilen vergilere ilişkin olarak üç ayrı bölümde değerlendirilir. 2025 takvim yılı için 340.000 TL’ye kadar olan kısım, şartlar sağlandığında inceleme raporu ve teminat aranmaksızın iade edilir. 340.000 TL-3.400.000 TL aralığında kalan kısmın iadesi için ise gerekli belgeler ve tam tasdik raporunun sunulması gerekir.

340.000 TL’yi aşan bölüm için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre yetkili mercilerce düzenlenen vergi inceleme raporu esas alınır. Ancak teminat gösterilirse iade süreci hızlandırılabilir ve rapor beklenmeden işlem yapılabilir. Ayrıca nakden iade sınırları, yeniden değerleme oranı ile güncellenir ve ilgili tebliğlerle sınırlar belirlenir.

Tevkifat ve iade belgeleri: hangi belgeler gerekli ve tasdik süreçleri

Tevkifat yoluyla kesilen vergilere ilişkin nakden veya mahsuben iade taleplerinde gerekli belgeler genelde şu şekilde sıralanır: kesinti yapılan geliri gösteren vesikanın tasdikli örneği, kira sözleşmesi, tevkife ilişkin hesaplamayı gösteren belgeler ve vergi sorumlusu adına ödemelerin yapıldığını gösteren belgeler. Ayrıca serbest meslek ve kira ödemeleri için uygun tasdikli dokümanlar talep edilir.

İnceleme taleplerinde tam tasdik raporu (YMM tarafından hazırlanan) gibi belgelerin eklenmesi durumunda iade süreçleri daha hızlı ilerler. 3.400.000 TL’yi aşan taleplerde ise ek olarak 213 sayılı VUK’na uygun vergi inceleme raporu gereklidir. Tasdikli belgeler ve raporlar, iade tutarının doğruluğunu ve sürecin yasal zeminde ilerlemesini sağlar.

Vergi Usul Kanunu tevkifat hükümleri ve Tebliğlerle uygulanması

Vergi Usul Kanunu (VUK) tevkifat hükümleri, tevkifata ilişkin genel ilkeler ile uygulamaları düzenler. Tebliğlerle (örneğin 429, 574 sıra) tevkifat taleplerinin nasıl değerlendirileceği ve hangi şartların aranacağı belirlenir. Tebliğler, mükellef ve vergi sorumluları açısından süreci netleştiren rehber görevi görür.

Kullanılan tebliğlerle tevkifatın hangi durumlarda nihai vergi olarak kabul edildiği, hangi hallerde beyanname üzerinde mahsup edileceği ve hangi belgelerin eklenmesi gerektiği açıklanır. Bu nedenle tevkifat yükümlüleri, tebliğleri dikkatle takip etmeli ve belgelerini buna göre düzenlemelidir. Ayrıca tebliğlerin yenilenmesi veya güncellenmesi halinde süreçler yeniden netleşir.

252, 275, 315, 429 ve 574 no’lu tebliğlerin özetiyle tevkifat pratikleri

252 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği, mahsuben iade taleplerinin nasıl sonuçlandırılacağını ve hangi belgelerin gerektiğini ayrıntılı olarak açıklar. Bu tebliğ, tevkif yoluyla kesilen vergilerin beyannameyle nasıl mahsup edileceğini belirler. 275 seri No.lu Tebliğ ise tevkifat ve iade süreçlerinde uygulanabilirlik çerçevesini genişletir.

315 seri No.lu Tebliğ, nakden iade taleplerinin sınırlarını, belgelendirme gerekliliklerini ve hangi tutarlarda incelenmenin yapılacağını belirler. 429 sıra No.lu Tebliğ, iade taleplerinin değerlendirilmesi ve karar süreçlerine ilişkin yönergeler sunar. 574 No.lu Tebliğ ise vergilendirme süreçlerinde güncel uygulamaları netleştirir ve tevkifat hükümlerinin uygulanmasına ilişkin ek bilgiler sağlar.

Esnaf muaflığı ve tevkifat: hangi durumlarda uygulanmaz?

Esnaf muaflığı, Gelir Vergisi Kanunu’nun 9’uncu maddesi ve 18’inci maddesi kapsamındaki kazançlarda tevkifatın bazı durumlarda uygulanmaması veya farklı şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtir. Bu durumda tevkifatlar nihai vergi olarak sayılabilir ve ek beyanname gerekliliği ortadan kalkabilir. Ancak istisnalar her durumda net değildir ve ilgili mevzuatla uyumlu olarak belirlenir.

İşletme türüne göre tevkifat uygulanabilirliği değişir; özellikle aile hekimleri gibi yapılandırmalarda yükümlülükler yöneticiler üzerinden yürütülebilir. Esnaf muaflığı, tevkifat kapsamının dışında kalan ödemeler için de dikkate alınır ve bazı ödemeler tevkifata tabi değildir. Bu durumlar, ilgili tebliğler ve kanun hükümleriyle çerçevelenmiştir.

Aile hekimleri ve tevkifat: hizmetler ve örnekler

Aile hekimleri tarafından verilen hizmetlerle ilgili ödemelerde tevkifat yükümlülüğü, aile hekiminin görev yaptığı güvenli işyerinde çalışanlar üzerinden uygulanabilir. Yönetici olarak belirlenen aile hekimi, yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlayabilir ve bu kapsamda temizlik, sekreterlik gibi hizmetlerin karşılığı ödemelerde tevkifat yapılması uygun görülmüştür. Bu uygulama, 275 sayılı tebliğ ve ilgili mevzuatla uyumlu olarak şekillenir.

Birden çok aile hekimi bulunduğu aile sağlığı merkezlerinde ise yükümlülüğün merkez yöneticisi tarafından yerine getirileceği belirtilir. Bu sayede tevkifat uygulaması, kurum içi yönetimin tek elden planlanmasıyla sistemli bir şekilde yürütülür. Ancak tevkifat oranları, hangi hizmet türlerinin tevkifata tabi olduğu ve hangi ödemelerin muaf olduğu konusunda net ayrımlar yapılır.

Sık sorulan sorularla vergi tevkifatı: nasıl yapılır ve iade süreçleri

Sık sorulan sorulardan biri, vergi tevkifatı nasıl yapılır sorusudur: ödemeyi yapanlar hangi durumlarda tevkifat uygulaması yapar, hangi gelir türleri tevkifata tabi olur ve mahsup nasıl hesaplanır? Cevap, beyanname üzerinden hesaplanan vergiden düşüm ve iade süreçleridir.

İade süreçlerinde hangi belgelerin gerektiği, iade limitleri ve teminat talepleri de sık sorulan konular arasındadır. 1A dilekçesi, iade taleplerinde sıkça kullanılan bir prosedürdür ve ek belgelerle birlikte sunulduğunda süreç hızlanır. Bu bölümler, temel mevzuat ve Tebliğlerle desteklenir; ayrıca sizler için ilgili kaynaklara başvurmanız önerilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Vergi tevkifatı mahsubu nedir ve hangi vergilere uygulanır?

Vergi tevkifatı mahsubu, ödeme yapanın kaynaktan yaptığı vergi kesintisini (stopaj/tevkifat) istihkak sahibi adına beyanname üzerinden hesaplanan vergi borcundan mahsup edilmesi esasına dayanan bir uygulamadır. Bu mahsubun temelini Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15 ve 30’uncu maddeleri oluşturur ve ticari kazanç, ücret, serbest meslek kazancı, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları gibi ödemelerde tevkifat uygulanır. İki tür tevkifat vardır: (i) yıllık beyannamede hesaplanan vergiden mahsup edilebilen tevkifatlar ve (ii) istihkak sahiplerinin yıllık beyanname vermeye mecbur olmadığı durumlarda tevkifatın nihai vergi niteliği taşıdığı uygulama.

Vergi tevkifatı nasıl yapılır? Ödemeyi yapan mı yoksa ödeme yapılan mı sorumlu olur?

Vergi tevkifatı nasıl yapılır sorusunun yanıtı, ödemeyi yapanın mı yoksa ödeme yapılanın mı tevkifat yükümlüsü olduğuna bağlıdır. Genelde belirleyici olan, ödemeyi alanın gelir vergisi mükellefi olmasıdır; ödeme yapan tevkifatları keser ve vergi dairesine öder. Daha sonra bu kesintiler yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilir. Bazı ödemelerde tevkifat yapmak zorunlu olmayabilir; mevzuatında istisnalar bulunabilir.

Mahsuben iade nedir ve hangi durumda yapılır?

Mahsuben iade, tevkif yoluyla kesilen vergilerin yıllık gelir/kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan vergi borcundan önce mahsup edilmesi ve kalan tutarın iade edilmesi işlemidir. Bu iade için beyanname verildiği tarihte gerekli belgelerin tam olması gerekir; mahsuben iade talepleri 1A dilekçesi ile sonuçlandırılır. Söz konusu süreçte, inceleme raporu veya teminat aranmaması gibi düzenlemeler uygulanabilir.

Nakden iade tevkifatı nedir ve hangi limitler uygulanır?

Nakden iade, tevkif yoluyla kesilen vergilerin taleple nakden iade edilmesi işlemidir. 2025 takvim yılı için iade talep tutarı 340.000 TL’yi aşmıyorsa inceleme raporu ve teminat olmadan iade edilir; 340.000 TL’yi aşan kısım için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre vergi inceleme raporu gerekir. Ayrıca 3.400.000 TL’ye kadar olan kısım için tam tasdik raporu (YMM) ile iade talebi yapılır; üzeri için inceleme raporu gerekir. Talep, 6183 sayılı Kanun’un teminat seçenekleriyle de ilişkilendirilebilir.

Tevkifat ve iade belgeleri nelerdir?

Tevkifat ve iade belgeleri ödemin türüne göre değişir. Örnekler: ücret geliri için işverenin kesintisini gösteren vesika; gayrimenkul kira için kira sözleşmesi; menkul sermaye iradı için kesinti belgesi; serbest meslek için tevkif hesaplandığını gösteren belge; kurumlar vergisi/tiCari veya zirai kazanç için kesintinin vergi dairesine ödendiğini gösteren belge. Ayrıca iade talepleri için 1A dilekçesi ve ilgili ekler eksiksiz olarak sunulmalıdır.

Vergi Usul Kanunu tevkifat hükümleri nelerdir?

Vergi Usul Kanunu tevkifat hükümleri, tevkifat uygulamasının çerçevesini çizer. Özellikle Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesi ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15 ve 30’uncu maddeleri ile Geçici 67’nci madde kapsamındaki tevkifat yükümlülükleri bu kapsamda düzenlenir. Ayrıca 252, 275, 315 ve 429 sıra No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğleri ile tevkifat ve iade süreçleri ayrıntılı olarak açıklanır.

İki tür tevkifat arasındaki farklar nelerdir ve hangi durumda hangisi uygulanır?

Birinci tür tevkifat, yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilebilir. Yani vergi, beyanname ile hesaplandıktan sonra tevkifat yoluyla mahsup edilir. İkinci tür tevkifat ise istihkak sahibi yıllık beyannamesini vermeye mecbur olmadığında uygulanan ve nihai vergi niteliği taşıyan tevkifattır; bu durumda ödenen vergi, beyanname verilmeden vergi olarak kabul edilir.

Aile hekimleri ve tevkifat yükümlülüğü kimdedir?

Aile hekimleri ve çok sayıda aile hekimi bulunan merkezlerde tevkifat yükümlülüğü, yönetici olarak atanan aile hekimi tarafından yerine getirilir. Bu kişi, yükümlülük doğrultusunda tevkifatları uygular ve gerekli ödemeleri vergi dairesine iletir; diğer durumda ise ödemeyi yapan taraf sorumludur.

Mahsube ilişkin başvuru süreçleri ve süreler nelerdir?

Mahsube ilişkin başvurular, yıllık beyannamenin verildiği tarih esas alınarak sonuçlandırılır. Mahsuben iade talepleri için gerekli belgeler tamamlandığında ve beyannamenin kapsadığı vergi borçlarından mahsup yapıldıktan sonra sonuçlandırılır. Mahsub talepleri, ilgili Tebliğler ve VUK hükümlerine uygun olarak belirlenen süreler içinde değerlendirilir.

Ana Başlık Özet Noktalar
Mahsup (İade Öncesi Mahsup) • Vergi ödemeleri, yıllık beyannamede hesaplanan gelir/kurumlar vergisinden önce mahsup edilir. • Mahsup sonrası kalan tutar için diğer vergi borçlarına mahsup talebi yapılabilir; SGK veya idari para cezaları için mahsup yapılamaz. • Tevkifatın nihai vergi özelliği bazı durumlarda ödemeyi yapanın değil istihkak sahibinin gelir vergisi mükellefi olmasıyla belirlenir ve nihai vergi olarak uygulanabilir. • Esnaf Muaflığı ve PTT kazanç istisnası için tevkifat nihai vergi sayılabilir; ayrıca özel hükümler çerçevesinde uygulanır.
Mahsuben İade • Mahsup işlemi sonrası iade talebi doğar. • Iade talepleri için ilgili dilekçeler (1A) ve ekleri vergi dairesi kayıtlarına girildiği tarih esas alınır; beyannamede hesaplanan vergi borcuna mahsup edilir. • Söz konusu iade alacaklarının SGK, idari para cezaları gibi borçlara mahsubu yapılamaz.
Nakden İade (Nakden İade Şartları) • Nakden iade taleplerinde üç aşamalı yaklaşım uygulanır: 1) 2025 takvim yılı için iade talep tutarı 340.000 TL’yi aşmıyorsa inceleme raporu ve teminat aranmaz; gerekli belgelerin (örneğin işverenin vergi kesinti belgesi, kira sözleşmesi vb.) eksiksiz ibrazı şarttır. 2) 340.000 TL’yi aşan kısım için vergi inceleme raporu düzenleyerek sonuçlandırılır ve teminat uygulanabilir. 3) 3.400.000 TL’ye kadar olan kısım için tam tasdik raporu (YMM tarafından) esas alınır; 3.400.000 TL’yi aşan kısmın ise vergi inceleme raporuna göre sonuçlandırılması öngörülür. • Tevkif yoluyla kesilen vergilerin nakden iadesinde teminat olarak para, banka teminat mektupları, sigorta kefalet senetleri veya devlet iç borçlanma senetleri kullanılabilir. • Teminat gösterimi halinde iade talebi inceleme sonucu beklenmeksizin yerine getirilebilir.
Vergi Tevkifatı Türleri ve Uygulama Kapsamı • Vergi tevkifatı iki ana kategoride düşünülür: (i) nispi vergi özelliğini taşıyan ve yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilebilen kesintiler (ticari kazanç, ücret, serbest meslek kazancı, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları); (ii) istihkak sahiplerinin ayrıca yıllık beyanname vermeye mecbur olmadıkları durumlarda nihai vergi niteliğinde olan tevkifatlar. • Esnaf muaflığı ve bazı istisnalar bakımından tevkifatlar nihai vergi sayılabilir ve ayrıca beyannamede beyan gerekli değildir. • Vergi tevkifatının uygulanması ödemeyi yapan değil, ödeme yapılan istihkak sahibinin gelir vergisi mükellefi olmasına dayanır. • Tevkifatla ilgili genel hükümler Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesi, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15 ve 30’uncu maddeleri ile 252, 275, 315, 429 ve 574 seri no’lu tebliğlerle düzenlenmiştir.
Kapsam ve Teslimat Süreçleri • Vergi tevkifatı veya stopajın nihai vergi olması durumunda, verginin nihai olarak hesaplanması ya da beyana tabii olması, istihkak sahibinin durumuna bağlıdır. • Mükellefin ödeme tarihinde tevkifatın hesaplanması ve beyanname üzerinde tarh/tahakkuk edilmesi genel prensiptir; tevkifatla ilgili işlemler vergi dairesinin kayıtları ile yürütülür. • Mükellefin tebellüğ tarihinden itibaren bir yıl içinde müracaatına bağlı olarak iade/red bildiri yapılır.
Görünen Kaynaklar ve Tebliğler • 252 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği; 275 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği; 315 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği; 429 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği; 574 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği; Ayrıca 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ve Beyanname Düzenleme Kılavuzu gibi temel mevzuat ve Kaynakça.

Özet

Bu içerik temel olarak Türkiye’de vergi tevkifatının mahsubu (tevkifatın mahsup edilmesi) konusunu özetler. Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesi ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca tevkifat tutarlarının beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilmesi (mahsuben) ve aradaki farkın vergi dairesince mükellefe bildirilmesiyle iade edilebilmesi esasını ortaya koyar. Mahsup; beyannamede hesaplanan vergiden düşülerek diğer vergi borçlarına talep halinde mahsup edilebilir; SGK veya idari para cezaları gibi borçlara mahsup edilmez. Ayrıca nakden iade ve mahsuben iade süreçleri, belirli tutar sınırlarına göre (ör. 340.000 TL ve 3.4 milyon TL gibi eşikler) farklı belgeler ve raporlar (tam tasdik raporu veya vergi inceleme raporu) gerektirir. Bu uygulamalar, tam tasdik raporu, teminat ve tebliğlerle ayrıntılandırılmış olup, nihai vergi niteliğindeki tevkifatlar ile yıllık beyannameler üzerinden tarh/tahakkuk prensibiyle ilerler. Vergi tevkifatı mahsubu ve tevkifat işlemlerinin kapsamı ile ilgili daha ayrıntılı bilgi için ilgili tebliğ ve mevzuatlar ile bir mali müşavire danışılması önerilir.

(Visited 2 times, 2 visits today)
Close